Yıllardır üzerine en çok düşünülen ve konuşulan konulardan bir tanesidir aşk evliliği. Oysa evlilik ilişkisiyle aşk ilişkisini birbirinden ayrıştıran farklı unsurlar vardır. Evlilik uzun ve meşakkatli bir yolculuktur. Çokça emek ve fedakârlık ister. Bu yolculukta kendinize hayat arkadaşı olarak seçtiğiniz kişinin sizinle beraber bu yolu el ele yürümesi ve her ne şartta olursa olsun size eşlik etmesi çiftler tarafından beklenilen ve istenilen durumdur.  Evliliğin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi ve sağlam temeller üzerine kurulması için aşk tabii ki olmazsa olmazdır ancak tek başına aşk yeterli değildir. Güven, saygı, değerli hissetme, bireysel özgürlük alanları ve sadakat bir evliliğin olmazsa olmazlarıdır. Bu faktörlerin hepsinin bir arada bulunduğu bir evlilik ancak sağlıklı olarak değerlendirilebilinir. Evlilik öncesi dönemde bireylerin kendilerini tanıması, kendi istek ve ihtiyaçlarının farkında olarak bunu eş adayıyla paylaşmaları evliliğin temel oluşumu için çok önemlidir. Çoğunlukla bireylerde kendilerinin oluşturduğu ‘ideal eş’ profiline göre eş seçme durumu mevcuttur. Ancak bu durum beklenti yükseltme ve gerçekçi olmayan bir evlilik anlayışına sebep olmaktan öteye gidemediği için kişileri yoran ve hayal kırıklığına sürükleyen bir süreç haline dönüşmektedir.

Biz Olabilmek

Sağlıklı bir ilişkide hem aşkın varlığı hem de eşlerin birbirlerine karşı olan sorumluluklarını yerine getirmeleri esastır. Bu koşullar altında, aşk zamanla yerini daha kalıcı bir duygu olan sevgiye bırakır. İlişkiler büyük resmi her iki tarafında görerek ve kabul ederek girdiği kimi zaman fırtınalı kimi zaman da sakince yol alınan bir hayat yolculuğudur. Bu nedenle ilişkiler içerisinde çiftlerin iş birliği içerisinde olarak evliliğin getirdiği yeni sorumlulukları ve becerileri geliştirmek adına gerekli adımları atmak için gönüllü olmaları ve biz olmanın farkındalığını yakalamaları sağlıklı bir evlilik ve ilişkinin kaçınılmaz unsurları arasında ilk sırada yer almaktadır.